Yorum: Khaled Hosseını-Uçurtma Avcısı

10/13/2013 01:00:00 ÖS

Gözyaşlarınzı Tutamayacaksınız : Uçurtma Avcısı – Khaled Hosseını



İçinize işleyecek muhteşem bir hikaye . Hasan ve Emir’i çok seveceksiniz.  Sizi Hasan gibi seven birini isteyeceksiniz. Gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. İçinize işleyecek kelimelerle yaşayacaksınız.


Uluslararası çoksatar listesine girmiş ve 8 milyonu aşkın kişi tarafından okunmuş . Hem 2006 ve 2007 ‘de Penguın/Orange Reader’s Group Ödülü’nün sahibi oldu.

Uçurtma Avcısı’nı daha bloğum olmadan önce okuduğum için ne zaman uygun bir zaman olur da yazsam diye düşünüyordum . En uygun zamanda yeni kitabı Ve Dağlar Yankılandı’yı çıkardığı zamandır diye düşünüp yorumumu yazmaya kollarımı sıvadım .

Hasan ve Emir Kabil’de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki küçük çocuktur.  Aynı evde büyüyüp , aynı anneden süt içmiş olsalar bile aralarında sosyal açıdan çok fark vardır. Sovyet işgali sırasın Emir ve babası Calıfornia’ya giderler. Ama birbirlerinden çok uzakta olan bu şehir onları bir ömür boyu ayıramaz.  Emir hala hayattadır ya Hasan o hala nefes alabiliyor mudur ? Sürekli aşağılanan öldürülen bir etnik azınlıktan olan Hasan her şeye rağmen  ve canından çok sevdiği Emirsiz yaşabilecek midir ?  Arkadaşlık,sevgi,dostluk,ihanet,sadakat … her şey bu kitapta







Kitaptan En Sevdiğim Alıntılar:






"Uçurtmayı senin için yakalamamı ister misin?"
Yutkunurken, âdemelması inip çıktı. Rüzgâr saçlarını karıştırdı. Başını evet anlamında salladığını gördüm.
"Senin için bin tane olsa yakalarım," dediğimi duydum.
Sonra döndüm, koşmaya başladım.
Yalnızca bir gülümsemeydi, hepsi bu. Her şeyi düzeltmiş değildi. Hiç bir şeyi düzeltmemişti. Belli belirsiz bir tebessüm. Minicik bir şey. Ormandaki bir yaprak; ansızın havalanan bir kuşun kıpırdattığı bir yaprak.


     ""Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun..."


"Sana hiç yalan söyler miyim, Emir Ağa?"
Birden onunla azıcık oynamak istedim. "Bilmem. Söyler misin?"

"Onun yerine pislik yemeyi yeğlerim," dedi, gücenmiş bir ifadeyle.

"Gerçekten mi? Yapar mısın?"
Şaşırmıştı: " Neyi yapar mıyım?"

Gözleri yüzümü uzun uzun araştırdı. Orada, o vişne ağacının altında oturan ve ansızın birbirine bakmaya, gerçekten bakmaya başlayan iki çocuktuk.

"İstersen yerim," dedi sonunda doğruca gözlerime bakarak. Gözlerimi kaçırdım. Bugün bile, Hasan gibi söylediği her sözü inanarak, içtenlikle söyleyen insanların gözlerine bakmakta zorlanırım.

"Ama merak ettim," diye ekledi. "Benden böyle bir şey ister miydin, Emir Ağa?"

Zoraki gülümsedim. "Aptallaşma Hasan. Böyle bir şey yapmayacağımı bilirsin". Hasan da gülümsedi. Ama onunki zoraki değildi. "Bilirim," dedi.

Ve sadece kitabı okuyanların anlayacağı bir kelime ‘’ Zendagi Migzara ‘’

Not: Kitap 2008 yılında sinemaya uyarlanmıştır.


Benzer Yazılar

0 yorum

Teşekkürler

Bumerang

Bumerang - Yazarkafe