Orjinal Adı: The Rosie Project
Yazar: Graeme SimsionÇevirmen: Solina Silahlı
Yayınevi: Pegasus
Goodreads Puanı: 4,01 (+141,110 oylama)
Kitap Kokusu Puanı: 4/5
Kadınları bir türlü anlamayan erkekler ve erkeklerin duygularını tamamen aldırdığını düşünen kadınlar… Rosie Projesi’yle aşkın doğasını çözeceksiniz!Dâhi genetik profesörü Don. Onun daha önce hiç kız arkadaşı olmamıştır. Bu yüzden sayısal verilere güvenen bir bilim insanı olarak kendisine en uygun kişiyi bulmak için kriterler belirleyip Eş Projesi’ni geliştirir.On altı sayfalık testteki kriterlere bakılacak olursa bu kişinin bir barmen, sigara ve alkol tiryakisi, dağınık ve hiçbir buluşmaya vaktinde gelemeyen bir kadın olması kesinlikle imkânsızdır.Ve Rosie... Yukarıda sayılan eleme kriterlerinin hepsi onda mevcuttur. Fakat bir yandan da son derece zeki ve güzeldir. Küçük yaşta evlat edinilmiş genç bir kadın olan Rosie, biyolojik babasını bulma yolculuğunda Don’la karşılaşır. Ve bu karşılaşma, tüm bilimsel gerçekleri teker teker yere sererken tek bir şeyi kesinliğe kavuşturacaktır: Aşkı arayıp bulamazsınız, o beklemediğiniz anda gelip sizi yakalar.
19. turumuzdan herkes merhaba!
Daha önce Rosie Projesi'nin tanıtımını ve çekilişini blogumda sizlerle paylaşmıştım şimdi sırada keyifle okuduğum bu kitabın yorumu ile karşınızdayım :)
Tür olarak hepimizin pek çok sayıda kitap okuduğu tür olsa da Eş Bulma Projesi ve karakterlerin özgün özellikleri sayesinden türündeki diğer kitaplardan kolaylıkla ayrılabilir.
Don Tillman, 39 yaşında ve bekardır. Evlenmemesi daha öne bir sorun yaratmıyorken şimdi Don'ın için büyük bir sorundur. Normal şartlarda kendine uygun bir eş bulmanın epey zor ve uzun olacağının farkına vardığında bir anket oluşturmaya karar verir. 16 sayfadan oluşan bu ankette Don'ın yıllardır aradığı ama sosyal becerilerinin fazla olmamasını nedeniyle bir türlü bulamadığı eşini bu anket sayesinde bulacağını düşünüyor. Şöyle bir anketi düşündüğümüzde biraz garip gelebilir sonuçta şu dünyada kaç kişi eşini anket sorularına verdiği cevaplara göre bulabilir ki. Ama eğer bu anket fikrini ortaya atan ve anket sorularını hazırlayan dahi Don ise ne garip gelir ne de saçma. Yaptığı, söylediği, düşündüğü her şeyi kendi mantık çerçevesinde aldığı kararlar ile uygulan bir karakter var karşımızda ve her ne kadar sosyal becerisi bir hayli zayıf olsa da kitabı okurken hem kendini sevdiriyor hem de garip hareketlerini mantıklı bulmamıza neden oluyor. Yani en azından ben okurken sürekli bu duruma düştüm. Don anketini bu konularda ilgilenen sitelere gönderiyor ve kısa zamanda anketi dolduranlar arasında kendine uygun eşi aramaya başlıyor. Don'ın arkadaşı belki de sadece iki arkadaşından biri olan Gene'yi ankete başvuranlar arasından kendi kriterlerine uygun olanlarını belirlemesini ve bir görüşme yapmasını istiyor. Gene'de bu işe tabi dünden razı olduğundan hemen kollarını sıvıyor. Don büyük bir merakla Gene'in tavsiyelerini beklerken bir gün kapısı çalınır. İçeriye farklı bir giyim tarzıyla dikkat çeken biri girdiğinde ve içeri giren ''Beni Gene gönderdi.'' deyince Don bunun anketi dolduranlardan biri olduğunu anlar ve hemen akşam için ona bir randevu teklif eder. İçeri giren tahmin edeceğiniz üzere Rosie'den başkası değildir. Rosie gerçekten mükemmel! Hani mükemmelliyet delisi olan Don'dan bile mükemmel bana göre. Doğru noktalar değinmesi, Don'a her zaman gerektiği gibi cevap veren ve en önemlisi gerçek bir kadın hakları savunucusu. Eh, daha ne diyebilirim ki. Peki Rosie Don'ın aradığı eş mi? Kocaman bir hayır olur cevabım. Don anketi dolduranların matematik becerisini ölçmek için vucüt kitle endeksini soran biri ve eşinin basit bir matematik işlemini yapabilmesini istiyor ama Rosie ise matematikten nefret ediyor ve kesinlikle Don'ın istediği kadar matematik beceresi yok. Don eşinin çok fazla alkol kullanmasını istemiyor ama Rosie bir barda çalışıyor. Don kesinlikle vejeteryan birini istemiyor ama Rosie vejeteryan. Bunun gibi daha sayacağım birçok farklılıkları var ve bu farklılıkları aslında birbirlerine daha çok yakınlaşmalarını sağlıyor. Don az öncede dediğim gibi 39 yaşında ve bu ilk başta bana garip geldi. Normal okuduğum kitaplardaki yaş ortalamasının yirmi olduğunu düşündüğümüzde gerçekten garip bir durum. Ama 39 hem de erkek bir karakterin bakış açısından olayları okumak çoğu kadın karaktere göre çok daha zevkliymiş bile diyebilirim. Romantik filmlere bakış açısıyla acımasız ve doğru noktalara değinmesi çok keyifliydi!
Rosie Projesi benim okurken zevk aldığım ve romantik komedi olmasına rağmen farklı ve doğru mesajları ile de sevdiğim ve önerdiğim kitaplar arasındaki yerimi aldı. Rosie Projesi'nin ayrıca filmi de çıkıyor ^_^ Çok okunan ve sevilen bu romanı yakında beyazperde de göreceğiz!Çekilişe katılmayı da unutmayın :)
a Rafflecopter giveaway
Pegasus Yayınları'na katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz!
Kayıtlar
