Aksiseda Okuma Etkinliği || Başak Kızıltan - Buselik || Kitap Yorumu
2/07/2015 04:30:00 ÖSSayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2013
Kitap Kokusu Puanı: 2/5
Buse ve Berke... iki yaralı yürek.Herkese merhabalar,
Acılarının arkasında duracak kadar güçlü, ama sevgiye aç ruhlarının ihtiyaçlarına susamış iki insan.
İlk aşkından itibaren yaşadığı hayal kırıklıklarını,
boşandıktan sonra kızıyla yeni bir hayat kurmak için ardında bırakarak
Göcek'te kendine bir cennet yaratan Buse...
Hayatını kurduğu yanlışın üzerinde ancak sorumluluklarına sarılarak durabilen Berke...
Bu iki roman kahramanını bu kitapta okumak size yetmeyecek!
Biliyoruz, devamını okumak isteyeceksiniz.
Buse sarsılmış yıkılmış bir vaziyette kalmıştı. "Aldattım... Seviştim... Uyudum..." kulağında hâlâ bunlar çınlıyordu. Bir de küstahlığa bak! Her şeyin tüm sorumluluğu onun üstüne yıkmıştı ilişkileri konusunda. "Sen bizim yolumuzu belirle..."
İnanamıyordu şu an yaşadıklarına, hissettiklerine inanamıyordu… O bir anda sinirlenen, bir anda parlayan, bir anda gülen, mutlu olan cıvıl cıvıl hayat dolu kız gitmiş yerine sanki dünyanın en sakin insanı gelmişti.
Okuma etkinliğini yaptığımız Aksiseda'nın birbirinden bağımsız da okunabilmesine rağmen anlam ve kurgu açısından ilk önce Buselik'in okunması gerekiyor. Ama dediğim gibi Buselik okunmadan Aksiseda okunabiliyor. Buselik, Başak Kızıltan'ın ilk romanı yani anlayacağınız üzere yazarımızda da kitabın yeri bir hayli özel. Buselik ilk basımında Önce Kitap daha sonra ise yeni basımıyla ve yenilenmiş haliyle tekrar Postiga Yayınları'ndan çıktı.
Buse, hayatının baharında, gençliğinde aşk hayatıyla ile uğraşan ve konu aşk olduğunda umutsuz olan biridir. Gençlik ateşiyle Cankat'a vurulan Buse, üzücü bir şekilde ayrılmak zorunda kaldıklarında uzun süre bu aşkın etkisinden kendini çıkaramaz ve biraz da kendinini aşka kapatmaya hazırlanır. Henüz üniversite öğrencisi olan ve gençliğin telaşıyla Cankat'a hissettiği ve kendisinin aşk olduğuna emin olduğu duyguları okumak bana açıkcası biraz sıkıcı geldi. Bu kısmın sıkıcı olmasında Buse, Cankat ile olan ilişkisini yürütmeye çabalarken biz okuyucuların asıl erkek karakterin o olmadığını bilmemiz önemli rol oynuyor. Mesela kitap arka tanıtım yazısında Buse ve Berke'nin adı yer almasaydı eminim acaba bu mu Buse'nin hayatında yer edinecek erkek mi diye düşünmek zorunda kalırdık. Ama maaselef arka kapakta Buse ve Berke ikilisi yazdığı için ve bizim de asıl erkeğin Cankat olmadığını bilmemiz sanki bu sayfaları boşuna okuyormuşum gibi hissetmemi sağladı. Tabii az da bu durumun bir artısı var. Yani gençliğinden başlayarak anne olmasını izlediğimiz bir karakteri okudum ve düşünce, hareket ve daha birçok şeyin arasında farkı hissedebildik ve Buse'nin biz sayfaları okudukça bizimle birlikte onun da büyümesini okumuş olduk. Cankat ve Buse fırtınasında sağ çıkan Buse, yara alsa da tabii ki yılmaz ve kendini tekrar bir aşka hazır hissettiği zaman Saner'in kollarına atlar.
Saner, Cankat'tan beter ama ikisini de toplasalar adam etmezler orası kesin. Yani insan şaşırıyor Buse bu kadar boş insanlara aşık olmayı ya da değer vermeyi nasıl beceriyor hadi onu da geçtim bu adamları nereden buluyor bu kız? Az önce yakındığım durum yine var. Dediğim gibi asıl erkek Berke ama okurken bir türlü gelemiyoruz. Cankat hadi neyse onun da az kısmı var Saner'e göre ama yine de yetmiyor. Saner, neresinden tutarsanız tutun rezil biri. Ben tabi yine şaşırıyorum Buse'ye yine mi olmadı diye ama biz ne dersek boş. Buse, Saner ile olan ilişkisini bir müddet sonra bir yüzük ile evlenme yolundaki ilk adımlarını atıyorlar. Yazının bundan sonrasında spoiler vereceğim. Çünkü içimi dökmem lazım. :D Buna evlenme denemez. Neden mi? Çünkü Saner, Buse ile babası zorunda evlenen biri! Babasının tehditlerine, söylemlerine daha fazla dayanamayan Saner çareyi Buse'yle evlenip babasının gözüne girmekte buluyor. Peki, başarıyor mu? Evet, belli bir dönem başarıyor ama günler ilerledikçe de pürüzlerde ortaya çıkmaya başlıyor. Buse'nin hamile olduğunu öğrenmesiyle. Tabiri caizse '' Bu işten nasıl kıytırırım?'' diye düşünmeye başlıyor Saner. Etmediği hakaret, laf, söz kalmayan Saner bir de her şey için Buse'yi suçluyor. Evin kadını olamamışmış. Tabii bu evlilikte Buse'nin de biraz kusuru var. Saner ile mi yoksa işi ile mi evli belli değil. Tabii bu durum da Saner'in hatalarının yanında hiç. Buse zorlu bir hamilelik süreçinin sorunda kızı Nas'da astım olduğu ortaya çıkar ve kendine fazla sorumluluk geldikçe bunalan efendimiz Saner'de yine sorunlar çıkartmaya başlar. Saner ve Buse evliliği de işte bu ve bundan çok daha ağır sebepler ile biter. Şimdi sırada beklenen adam Berke var! Hazır mıyız? Tamam, saçmalamıyorum. Berke de Buse gibi bir evlilik yapan ve Kaan adında bir erkek çocuğu vardır. Berke, Buse'nin kahramanı olduğu şüphesiz gerçek. Ve beraberken çok tatlı oldukları da ayrı bir gerçek. Geri kalan olaylar da kitabın sonu oluyor. Eh, onları da anlatmayayım.
Şimdi kitabın ben ilk basımını okudum yani Önce Kitap edisyonunu. Kitabın çok fazla yazım ve imla yanlışı vardı. Ve bu durum beni çok rahatsız etti ve bir türlü ısınamadım. Bu kitaba 2 vermemin en büyük sebepleriden biri de bu ne yazık ki. Bundan başka konuşmaların çoğu bana yapmacık geldi. Bir diğer husus ise karakterlere yanlış yer verilme idi. Berke'in yeri çok daha fazla olmalıydı. Hadi, tamam Aksiseda'da okuyoruz ama orada Seda'nın hikayesi ön planda. Yani yine yetersiz kalmış durumda.
Yakında Aksiseda yorumu ile görüşmek üzere :*
Aksiseda çekilişi için tık tık.
0 yorum