Yorum: Ertürk Akşun - Agafya
3/03/2014 05:00:00 ÖS
Anton , Nataşa(Agafya) , Olga ve Kotik ‘in 3 yıl içerisinde değişen hayatı…
1920’de Bolşevik İhtilali sonrası İstanbul’a göç etmek isteyen Beyaz
Ruslar ve kendini tesadüfi bir şekilde İstanbul gemisinde bulan İngiliz gazeteci Anton …
Anton’un gemide kendisine tahsis edilen kamarasından çıkmasıyla ateş
kızılı saçları ile Agafya’yı görmesi bir olur. İlk görüşte Agafya’ya aşık olan
Anton sevgisinin karşılıksız olduğunu öğrenmesiyle bir çöküntü yaşar ama asla
aşkından vazgeçmez aksine ona olan aşkı giderek artar. Agafya ise gönlünü Japon bir
samuray olan Tegami’ye kaptırmıştır. Tegami ve Agafya’nın aşkı sizin bizim
bildiğimiz aşklara benzemiyordur. Onlar hem birbirlerini seviyor hem boğmak
istiyorlardır. Aşkları ikisine de zarar veriyordur.
Platonik aşkları gerçek hayatta sevmesem de kitaplarda çok seviyorum.
Yıllar boyunca sevdiği kadını başka bir adamla görmek Anton’a nasıl ızdırap verdiğini
yazar Ertürk Akşun’un gerçekçi kalemiyle bende yaşadım.
Agafya , çocukluğundan beri
çok acılar çekmiş ve vatanından ayrılmak zorunda kalmıştır. İntikam duygusuyla dolup taşan ve amacına ulaşmış kitaplarda sevdiğim güçlü kadınlardan. İstanbul gemisine
binip Anton ile tanışmasıyla hayatı farklı bir hal almaya başlar.
Olga , ne yazık ki kitabımızda platonik aşk yaşayan tek kişi Anton değildir. Anton’u kahramanı
olarak görse de ona karşı saf bir aşk beslemektedir.
Kotik, kitap boyunca haline en çok üzüldüğüm , yaşadıklarına rağmen
nasıl da hayatta ve ayakta kaldığına şaşırdığım bir karakterdi . Küçük olmasına
rağmen kitap boyunca en çok acı çeken güçlü bir erkekti.
Savaş yüzünden dağılan hayatlar adı altında genelleme yapmak bu kitap
için hakaret sayılabilir. Kitabın çok farklı bir konusu var sadece aşk ve savaştan
bahsedilmemiş sevmenin , aşkın ve sevginin farkını görmemizi sağlayan herkesin
kendinde bir şeyler bulabileceği bir kitap.
Kitapta Milli Mücadele dönemiyle alakalı yerler vardı ama biraz
yetersiz buldum sonuçta geçtiği yıl itibariyle Türk tarihi açısından önemli bence
biraz daha bahsedilebilirdi. Bunun dışında rahatsız olduğum bir konu yoktu .
Karakterler gerçekçi ve güçlüydü. Sadece aşık olan karakterler
dışında yan karakterlerden de bahsedilmesi konuyu daha güçlü bir hale getirmiş.
En sevdiğim yerler kesinlikle günlük , mektup ve 1945 yılına döndüğü
yerlerdi. Şu ana kadar kitaplarda okuduğum mektup ve günlükler içerisinde bu
kadar güzellerini görmemiştim.
Kitabı okumanızı ve bu etkileyici karakterleri tanımanızı öneriyorum.
Kitabımın imzalı olduğu söylemiş miydim ? |
Satın Almak İçin:Kitap Sihirbazı
2 yorum
Bu kitabı okuyup geri geldiğimde, düşüncelerimi dile getireceğim.
YanıtlaSil19.05.2016
Okurken içinde kendimi bulduğum bir şaheser elinize emeğinize sağlık sevgili ertürk akşun 🙏
YanıtlaSil