Sayfa Sayısı: 450

“Sen beni karanlıkta buldun ve kendimden kurtardın. Seni sonsuza dek seveceğim.”

Maggie Young, kendi deyimiyle, küçük bir kasabada, süper not ortalaması ve sıradan okul aktiviteleriyle yaşayıp giden sıradan bir kızdır. Normal bir ailesi, normal bir okulu, normal arkadaşları, kısacası normal bir hayatı vardır. On sekiz yaşına girmek için gün sayan Maggie, artık sıra dışı bir şeyler yaşamak, tutkuyla sevebileceği bir şeylere sahip olmak ister. VE KADER KARŞISINA CLAYTON REED’İ ÇIKARTIR…
Clayton Reed. Kasabadaki yeni çocuk. Kimseye yüz vermeyen gizemli yakışıklı. Geçmişinden kaçıp sığındığı bu küçük kasabada, her şeyden ve herkesten uzak durmaya kararlı. MAGGIE HARİÇ…
Herkesten köşe bucak kaçan Clayton, dış dünyayla arasına kalın duvarlar örse de Maggie o duvarların ardında neler olup bittiğini öğrenmeye kararlıdır. Çünkü tanıdığı hiç kimseye benzemeyen bu gizemli yabancıya deliler gibi âşık olmuştur. Ama o duvarların ardında yaşananlar Maggie’nin tahmin edebileceğinden çok daha korkunçtur. Clayton çok geçmeden adeta bir kelebek gibi Maggie’nin ışığına kapılıp özgürleştiğini sanır, Maggie ise Clayton’ın karanlığına hapsolur. Gün geçtikçe büyüyen bu karanlık, ikisini de yavaş yavaş yutarken onlar aşklarının her şeyin üstesinden geleceğine inanmaya devam eder. Çünkü delice bir aşktır onlarınki. Ya da belki sadece delilik…
New York Times çok satan yazarı A. Meredith Walters’tan kırık bir “ilk aşk” hikâyesi...

GO! Kitap yayıncılık hayatına yeni başlayan ve çok başarılı bir şekilde yayıncılık hayatına devam ediyor. Şu anlık Karanlıkta Buldum seni kitabı da dahil olmak üzere dört kitap yayınladılar. Mıktanıslı kapaklarıyla fark yaratan GO! ayrıca kapak kalitesiyle de ön plana çıkıyor. Orjinal kapak kullanan GO! bu konu da benden tam puan aldı. Bugün yorumunu yapacağım kitap ise geçen ay çıkarttıkları Karanlıkta Buldum Seni ^^ 


18 yaşına girmek üzere  olan Maggie Young, hem mükemmel bir aileye hem de olağanüstü bir not ortalaması sahiptir. Küçük bir kasabada sıradan bir hayata sahip, sıradan bir kızdır ama tabii ki bu pek de uzun sürmez çünkü kadar karşısına Clayton Reed'i çıkarır. Ve Maggie'yi bu sıradan yaşamasında çekip alır. Maggie Clayton Reed'den önce hayatında her genç kız sahip olmak isteyeceği bir aşk sahip olmak istiyordur. Hani kitaplardaki gibi olanlardan. Karşısına belki de hayal ettiğinden bile iyi olan Clayton çıkar. Kasabaya yeni gelen, kimseye yüz vermeyen, suratszı ve tabii ki de aşırı yakışıklı olan Clayton aslında sanırım Maggie'nin hayal ettiğin ötesinde değil çünkü eminim kimse hayallerinde Clayton gibi ilk başlarda gülmeyen birini hayal etmez de mi? 


Clayton'da anladığınız üzere bir kötü çocuk havası var. Ve kabul etmek gerekirse aşırı basit bir konusu var yani benim de okumadan önce konusunun basit olması nedeniyle biraz çekincelerim vardı ama basit olmasının yanında yazar Walters'ın akıcı bir dili var. Aynı zamanda konusu basit olmasına rağmen yazar çok fazla tekrar düşmüyor. Bu konuda yazan kitaplara baktığımızda olay örgüsünün sürekli tekrarlandığını sık sık görürüz ama Karanlıkta Buldum Seni'de az önce de dediğim gibi tekrarlanma gerçekten çok az.

Maggie karakteri tam tamına bizden biri. Yani çevremize baktığımızda rahatlıkla Maggie gibi diyeceğimiz bir sürü kişi vardır. Ama aynı şeyi Clayton Reed söylemek bir hayli zor. Clayton'ın bir hastalığı var -şimdi söylersem spoiler sayılıp sayılmayacağına karar veremediğimden söylemeyeceğim- ve gerçekten tedavisi şart. Ama maalesef ki Maggie bu konuda biraz kör. Clayton'ın kararlarına saygı duymak istiyor ama ruhsal bir hastalıktan bahsediyor isek tedavi konusunda biraz daha ısrarcı olmalıydı. Bu konuda ve buna benzer bir kaç konuda Maggie'ye sinir oldum. Maggie ve Clayton ikili kitabın ana konusunu oluşturuyor ama bu ikiliden çok yan karakter olan Rachel ve Daniel'in hikayesi benim daha çok ilgimi çekti. Tamam yine kabul ediyorum onların hikayesi de tıpkı Clayton ve Maggie'nin ki gibi basit ve kitaplarda çok fazla karşılaştığımız bir kurgu ama yine de sebepsiz yere daha çok sevdim.