Sayfa Sayısı: 384
Herkese merhabalar! Bugün sizlere Gezginler olarak okuma etkinliğini yaptığımız Siyah Buz kitabının yorumu ile karşınızdayım. Becca Fitzpatrick ve Hush Hush serisini hatta Patch karakterini sanırım aranızda duymayan kalmamıştır. Ve ben ne yazık ki halen Hush Hush serisini okumayan gruptanım. Peki okumayı düşünüyormüyüm diye sorarsınız size koskocaman bir evet cevabını yapıştırmam gerekir. Becca'nın diğer kitaplarını okumadığımdan açıkçası nasıl bir dil ve konu işlenişi ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Kitabı okumadan önce en mantklı teorim Stockholm sendoruma yakalanmış bir kızı okuyacağımızdı. Peki tuttu mu? Hadi yorumun devamında öğrenelim. Hush Hush serisinde melekleri konu aldığından bu kitabı da hem biraz fantastik hem de türü dolayısıyla gizemli olmasını bekliyordum. Arka kapaktandan pek bir şey anlayamıyoruz zaten. Ben böyle kendi düşüncelerimle öyle mi yoksa böyle mi diye düşünürken kitaba başlayıverdim.
Kitabımız bir yıl önceyi anlatarak başlıyor. Bir yıl önce bir kızın alkollü iken bir cinayete kurban gitmesini ilk okuduğumda 'kitabın başı böyle ise devamında bakalım daha neler olacak.' diye düşünmekten kendimi alamadım. Bir yıl önceki cinayet işlendiğinde ilk bölümüze başlamış oluyoruz. Burada ise karşımıza dağ gezisi yapma heyecanı ile dolu dolu olan Britt karşılıyor. Kendisi aynı zamanda kitabımızın ana karakteri. Bir kitabı sevip sevmeyeceğimi en fazla etkileyen unsurlardan biridir ana karakter. Ve bu kitapta gerçekten sevdim. Hani diğer kız karakterimiz Korbie'ye göre Britt aslında mükemmel biri. Tamam, yine de kızdığımız yerler olmadı değil ama Britt gerçekten cesur ve güçlü bir karakter. Bu da kitabı akıcı yapan ve sevmemi etkileyen unsurlardan biri. Britt ve Korbie uzun zamandır -aslında çoğunlukla Britt hazırlanıyor.- bu dağ gezisi için hazırlanıyorlar. Korbie'nin ailesinin dağda evleri var ve bu evde biraz aman geçirip ardından dağ yürüşü yapmayı planlıyor. Aa unutmadan bu dağ gezisinde sadece Korbie ve Britt değil, Korbie'nin abisi ve aynı zamana Britt'in eski sevgilisi olan Calvin'de bu gezi sırasında onların gözetmenliği yapacaktır. Britt her ne kadar bir yandan istemese aklında Calvin'i ondan ayrıldığına pişman etmek istiyordur.
Buradan sonrasında her an spoiler gelebilir bu yüzden şimdiden uyarıyorum. Calvin, Britt ve Korbie'den önce yola çıktığı için Britt ve Korbie arkadan gelecektir. Bir-iki saat sonra Britt ve Korbie yola çıktığında eve az da olsa yaklaştıklarında bir tipiye yakalanırlar ve dağın eteğinde mahsur kalırlar. Arabada kalırlarsa öleceklerini anladıkları zaman yakınlarda bir yerlerde ev bulma umuduyla uzun bir yol alırlar. Karşılarına bir ev çıktığında ise sonradan başlarına geleceklerinden son derece habersizdirler. Büyük bir umutla kapıyı çalan Britt ve Korbie'nin karşısına Mason ve Shuan çıkar. Mason'u Britt bir yerden tanıyordur ama büyük ihtimal burayı spoiler yazmama rağmen okuyanlar olacağından yazmamak en iyisi diye düşünüyorum. Mason,bu iki kızı eve almak istemese de Shuan'a söz geçiremez ve onları eve almak zorunda kalır. Britt ve Korbie ise hem şaşkın hem de sonunda sıcak bir yer buldukları için şanslıdır.
a Rafflecopter giveaway
Baskı Yılı: 2014
Kitap Kokusu Puanı: 4/5
Âşık olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı…Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım.Bakarken yakaladığına inanamıyordum.Ona karşı hissedebileceÄŸim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı.Beni isteÄŸim dışında alıkoymuÅŸtu.Son iyilikleri bunu deÄŸiÅŸtiremezdi.Kendime onun gerçekte kim olduÄŸunu hatırlatmalıydım.Ama gerçekte kimdi?
Herkese merhabalar! Bugün sizlere Gezginler olarak okuma etkinliğini yaptığımız Siyah Buz kitabının yorumu ile karşınızdayım. Becca Fitzpatrick ve Hush Hush serisini hatta Patch karakterini sanırım aranızda duymayan kalmamıştır. Ve ben ne yazık ki halen Hush Hush serisini okumayan gruptanım. Peki okumayı düşünüyormüyüm diye sorarsınız size koskocaman bir evet cevabını yapıştırmam gerekir. Becca'nın diğer kitaplarını okumadığımdan açıkçası nasıl bir dil ve konu işlenişi ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Kitabı okumadan önce en mantklı teorim Stockholm sendoruma yakalanmış bir kızı okuyacağımızdı. Peki tuttu mu? Hadi yorumun devamında öğrenelim. Hush Hush serisinde melekleri konu aldığından bu kitabı da hem biraz fantastik hem de türü dolayısıyla gizemli olmasını bekliyordum. Arka kapaktandan pek bir şey anlayamıyoruz zaten. Ben böyle kendi düşüncelerimle öyle mi yoksa böyle mi diye düşünürken kitaba başlayıverdim.
''Seni kurtaracağımı sanıyorsun.'' Bunu suçlar gibi, acı dolu bir sesle söylemişti. Gözleri gözlerimle buluştu ve bakışlarında yanan derin acıyı şafağın soğuk, pembe ışığında bile görebildim.
Kitabımız bir yıl önceyi anlatarak başlıyor. Bir yıl önce bir kızın alkollü iken bir cinayete kurban gitmesini ilk okuduğumda 'kitabın başı böyle ise devamında bakalım daha neler olacak.' diye düşünmekten kendimi alamadım. Bir yıl önceki cinayet işlendiğinde ilk bölümüze başlamış oluyoruz. Burada ise karşımıza dağ gezisi yapma heyecanı ile dolu dolu olan Britt karşılıyor. Kendisi aynı zamanda kitabımızın ana karakteri. Bir kitabı sevip sevmeyeceğimi en fazla etkileyen unsurlardan biridir ana karakter. Ve bu kitapta gerçekten sevdim. Hani diğer kız karakterimiz Korbie'ye göre Britt aslında mükemmel biri. Tamam, yine de kızdığımız yerler olmadı değil ama Britt gerçekten cesur ve güçlü bir karakter. Bu da kitabı akıcı yapan ve sevmemi etkileyen unsurlardan biri. Britt ve Korbie uzun zamandır -aslında çoğunlukla Britt hazırlanıyor.- bu dağ gezisi için hazırlanıyorlar. Korbie'nin ailesinin dağda evleri var ve bu evde biraz aman geçirip ardından dağ yürüşü yapmayı planlıyor. Aa unutmadan bu dağ gezisinde sadece Korbie ve Britt değil, Korbie'nin abisi ve aynı zamana Britt'in eski sevgilisi olan Calvin'de bu gezi sırasında onların gözetmenliği yapacaktır. Britt her ne kadar bir yandan istemese aklında Calvin'i ondan ayrıldığına pişman etmek istiyordur.
''Seni dışarıda tipi olduğu için burada tutuyorum. Tek başına sağ kurtulamazsın. İnanmasan da burada benim yanımda güvendesin.''
''Bir yerime bir şey olmaması iyi olduğum anlamına gelmez.''
Siyah Buz benim için faklı bir deneyim oldu. Hem Becca ile
hem de onun karakterleri tanışmış oldum. Hush Hush serisini ise büyük bir
ihtimal alacağım. Siyah Buz'un ilk sayfaları güzeldi ortaya doğru biraz daha
yavaşladı ve sonunda ise biraz aceleye getirildi. Sonundaki kişiyi tahmin
etmiştim ama olayın geri planının öyle olduğu tahmin edemedim ve sanırım
edemezdim. Gizem evet kesinlikle var ama gerilim biraz daha arka planda kalmış.
Becca'nın kalemiyle o kış soğukluğunu, çaresizliği çok güzel bir şekilde hissettim.
Sonu evet biraz acele idi. Mesela hepsini art arda açıklığa kavuşturmak yerine
sayfa sayısını bir elli daha arttırıp biraz daha gizemli bir hava
yaratılabilirdi. Yani tam olarak demek istediğim bu kitap haliyle gerçekten
güzel ama çok daha güzel olabilirdi. Kitabı öneriyorum efendim hatta hemen
altta yer alan çekilişe de katılabilirsiniz!
Göürşmek üzere :*