5 Puan
Blog Tur || Amy Engel - Kurucunun Kızı (Kurucunun Kızı #1) || Kitap Yorumu
5/16/2015 10:19:00 ÖSOrjinal Adı: The Book of Ivy
Yazar: Amy Engel
Çevirmen: Merve Özcan
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Goodreads Puanı: 4,21 (+2,837 oylama)
Kitap Kokusu Puanı: 4.5/5
Dehşet verici bir
nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş,
sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği
konusunda Lattimer’lar ve Westfall’lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi
kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle,
kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle
sağlanmaktaydı.
Bu yıl benim sıram gelmişti.
Benim adım Ivy
Westfall ve görevim basitti: Başkan’ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve
Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak.
Ama görünen o ki,
Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi
kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek
kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını
geri alacak kişiyim. Çünkü Bishop ölmeli.
Ve onu öldüren ben olmalıyım…
“Bir oturuşta okudum. İ-NA-NIL-MAZ-DI! O
nasıl bir sondu öyle?!” — Wendy Higgins, Tatlı Şeytan ve Tatlı
Tehlike romanlarının yazarı
“Etkileyici ve ince düşünülmüş
bir dünya, merak uyandırıcı bir başlangıç, cesur bir kahraman.”
— Kirkus Reviews
“Güçlü karakterler, karmaşık
ilişkiler, politik entrikalar ve ihanet, kitabı elinizden bırakmanıza engel
olacak; daha fazlası için sabırsızlanacaksınız!” — School Library Journal
“Kurucunun Kızı’nda bir
distopyada arayacağınız her şey var: tüyler ürpertici bir olay örgüsü, heyecan
verici karakterler ve her kelimesi özenle yazılmış bir hikâye.”
— Insightful Minds Reviews
Merhabalar ^_^
Kurucunun Kızı kitabından hâlâ haberi olmayan var mı? Peki ya, Yabancı Yayınları'nın düzenlediği bu etkinlikten?
Bu sisteme karşı çıkanlar çitin öteki tarafına bırakılıyor yani idamdan farksız bir durum. İnsanların büyük bir kısmı kabullenmiş olsa da Kurucunun Kızı Ivy Westfall bu uygulamayı ve bu uygulama ile birlikte gelen her şeye karşı. Bu yüzden de Başkanın oğlu Bishop'u evlendikten sonra öldürmesi onun için ilk bakışta çok da zor olmayacaktır.
Ivy aslında kardeşinin yerine zorunlu geçen bir piyon. Yıllardır babasıyla Bishop'u öldürme hayallerini kuran aslında Ivy'nin kardeşi Callie ama gelin görün ki Bishop ve Callie'nin evlenmesi gereken o 16 yaşlarında olduğu yıl Bishop evlenmek istemediğini açıklamış ve öldürme işi Ivy'e kalmıştır.
Kitabın arka kapağını ilk okuduğumda Bishop karakterini çok çok farklı bir şekilde kafamda canlandırmıştım. Ama kitabın daha en başından aslında benim kafamda oluşturduğum karakter ile kitaptaki karakter arasında dağlar kadar fark olduğunu fark ettim. Ivy, Bishop'u öldürmesini kesin bir dil ile anlatınca Bishop'un gerçekten ölmesi gerektiğini düşünmüştüm ama az öncede dediğim gibi bu fikrim de kitabın ta en başından çürütüldü.
Distopyalarda genellikle 16-17 yaşındaki karakterlerin ön planda olduğundan yakınır dururuz. Kurucunun Kızı'nda da yine bu durumu görüyoruz ama ana karakterlerden biri olan Ivy'de 16 yaşında olması rağmen bunu okuyucuya hissettirilmemiş yine diğer ana karakterimiz Bishop da 18 yaşında yine hissettirilmiyor. Bu da kitabın artılarından sadece biri. Bunun dışında az önce bahsettiğim kitabın geçtiği dönemi ve kurguyu da çok sevdim.
Kitapta aslında aksiyon az ama bu diğer kitaplara göre beni hiç rahatsız etmedi. Kitap boyunca biz okurlar daha çok karakterlerin arasındaki duygu değişimini ve buna bağlı olarak gelişen olayları okuyoruz. Ivy'nin o gözü pek ve sözünü sakınmayan biri olması ve Bishop'un Ivy'nin zekice sorulmuş sorularına zeki bir şekilde verdiği yanıtlarla ben okuyucu olarak kitaba dair bütün beklentilerimi karşıladım.
Okuduğum kitaplarda eğer gerçekten bir karakteri sevmiş isem diğer karakterler diğer sayfalar boyunca pek de dikkat etmeden ya da onları sevmeye çalışmadan okurum. Ama Kurucunun Kızı'nda bu durum biraz benim açımdan garipleşti. Şöyle ki ben ilk önce Ivy karakterini kararlılığına ve daha sonra da zeki olmasına bayılmıştım. Normal de bu kısımdan sonra diğer karakterler benim için pek önem teşkil etmezken Bishop bunları aşmayı başardı diyebilirim. Bishop'un naifliği ve o sakinliğinin altında yatan yaşının çok ötesindeki olgunluğu sayesinde de bu iki karaktere aynı anda aşık olmuş oldum. Konuşmalarını büyük bir dikkatle hatta sevdiğim yerleri tekrar tekrar okuyarak bu iki muazzam karakterin tadını çıkardım.
İki ana karakteri bu kadar çok sevmişken okuyucu olarak biz de gerçekten içimizin rahat edeceği bir son beklentisi ile son sayfalara yaklaşıyoruz ama o da ne... Cidden o son sayfalarda boğazınız kuruyor, sinirleniyorsunuz, ağlıyorsunuz, kendi kendine söyleniyorsunuz. Sonra... Sonra ne oluyor biliyor musunuz, elinizde kitap, gözü yaşlı şekilde ikinci kitabı istediğinize dair ağıtlar yakıyorsunuz. Ama maalesef ikinci kitap için biraz beklememiz gerekiyor. Neyse ki Yabancı bu konuda duyarlı, okuyucularını fazla bekletmez. :)
Kitap hem kurgusuyla hem de karakterlerin içinize işleyen duygularıyla benden geçerli not almayı başardı. Distopya türüne ilginiz var ise Kurucunun Kızı beklentilerinizi karşılayacak bir kitap olduğunu düşünmekteyim.
Kurucunun Kızı kitabını daha önce The Book of Ivy adıyla görmüştüm ve o zamandan beri Yabancı Yayınları'nın çıkarmasını bekliyordum. Mayıs ayının başında da raflardakini yerini aldı. Konusuyla, cildiyle ve aynı zamanda da kapak tasarımıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Bir de bunların üzerine Yabancı Yayınları'nın blogger katılımı ile düzenlediği tanıtım ve blog tur etkinliği ile de kitabı daha da bir yakından tanıma fırsatımız olmuş oldu.
Kitabımız, nükleer savaş sonrasında Amerika'nın büyük ölçüde yok edildiği bir zamanda ve yerde geçiyor. İnsanlığın büyük bir kısmı yok olmuş ve geri kalan az sayıda insan ile sayıyı arttırmayı amaçlayan bir uygulama sürdürülmekte. Kalan küçük toprak parçasının yönetimini Lattimerlar kazanır. Kaybeden taraf ise Westfalllar olmuştur. Bu iki topluluk arasındaki gerginliği azaltmak ve aynı zamanda azalan nüfusu arttırmak için 16 yaşına gelen her genç karşı taraftaki kendine uyan kişiyle evleniyor ya da daha doğrusu evlenmek zorunda kalıyorlardır.
Ivy aslında kardeşinin yerine zorunlu geçen bir piyon. Yıllardır babasıyla Bishop'u öldürme hayallerini kuran aslında Ivy'nin kardeşi Callie ama gelin görün ki Bishop ve Callie'nin evlenmesi gereken o 16 yaşlarında olduğu yıl Bishop evlenmek istemediğini açıklamış ve öldürme işi Ivy'e kalmıştır.
Kitabın arka kapağını ilk okuduğumda Bishop karakterini çok çok farklı bir şekilde kafamda canlandırmıştım. Ama kitabın daha en başından aslında benim kafamda oluşturduğum karakter ile kitaptaki karakter arasında dağlar kadar fark olduğunu fark ettim. Ivy, Bishop'u öldürmesini kesin bir dil ile anlatınca Bishop'un gerçekten ölmesi gerektiğini düşünmüştüm ama az öncede dediğim gibi bu fikrim de kitabın ta en başından çürütüldü.
Distopyalarda genellikle 16-17 yaşındaki karakterlerin ön planda olduğundan yakınır dururuz. Kurucunun Kızı'nda da yine bu durumu görüyoruz ama ana karakterlerden biri olan Ivy'de 16 yaşında olması rağmen bunu okuyucuya hissettirilmemiş yine diğer ana karakterimiz Bishop da 18 yaşında yine hissettirilmiyor. Bu da kitabın artılarından sadece biri. Bunun dışında az önce bahsettiğim kitabın geçtiği dönemi ve kurguyu da çok sevdim.
Kitapta aslında aksiyon az ama bu diğer kitaplara göre beni hiç rahatsız etmedi. Kitap boyunca biz okurlar daha çok karakterlerin arasındaki duygu değişimini ve buna bağlı olarak gelişen olayları okuyoruz. Ivy'nin o gözü pek ve sözünü sakınmayan biri olması ve Bishop'un Ivy'nin zekice sorulmuş sorularına zeki bir şekilde verdiği yanıtlarla ben okuyucu olarak kitaba dair bütün beklentilerimi karşıladım.
Kitabın konusu aslında bize pek de yabancı değil ama Amy Engel ufak dokunuşlarla konunun nasıl değiştirilebileceğini ve nasıl daha iyi olabileceğini kanıtlamış durumda.
Ivy ve Bishop'un arasındaki ilişkiden detaylı bahsetmek istiyorum şimdi. Ivy ve Bishop belki de şuana kadar okuduğum en uyumlu çift ya da ben halen kitabın etkisinden tam olarak çıkamadığım için bu durumdayım, bilemiyorum. Ama bildiğim tek şey var o da Ivy ve Bishop'un hikayesini daha fazla okumak istediğim. 269 sayfa kitabın bir bölümünden sonra o kadar az geliyor ki bir yanım ''Hilal yavaşla! Kitap bitiyor!'' derken diğer yanım ''Hızlı ol! Neler olacak merak ediyorum!'' diyordu. Böyle bir duruma düşmek de en kötüsü bence. İnsan ne yapacağını şaşırıyor. Bu kadar sevdiğin bir kitabı okuma serüvenin sadece bir buçuk gün olunca keşke ikinci kitabı hemen çıksa derken buluyor kendini insan.
Kitap boyunca Ivy'nin sistemi eleştirmelerini görüyoruz. Bu kısımlarda en sevdiğim noktalarından biri. Kimimizin görmediği noktaları başka bir sistem üzerinden bize iletebiliyorsa bence olmuştur bu kitap. Bu durum için en güzel örneklerden biri de hemen üstte gördüğünüz o turuncu arka planlı alıntı. Ivy her ne kadar babası ve ablasının anlattıkları ile kin gütmeye başlamış olsa da zaman içerisinde kendi fark ettiği ve bunları Bishop'a cesurca ve zeki bir dille aktarması Ivy karakterinin basite indirgememizin gerektiğinin kanıtıdır. Okuduğum kitaplarda eğer gerçekten bir karakteri sevmiş isem diğer karakterler diğer sayfalar boyunca pek de dikkat etmeden ya da onları sevmeye çalışmadan okurum. Ama Kurucunun Kızı'nda bu durum biraz benim açımdan garipleşti. Şöyle ki ben ilk önce Ivy karakterini kararlılığına ve daha sonra da zeki olmasına bayılmıştım. Normal de bu kısımdan sonra diğer karakterler benim için pek önem teşkil etmezken Bishop bunları aşmayı başardı diyebilirim. Bishop'un naifliği ve o sakinliğinin altında yatan yaşının çok ötesindeki olgunluğu sayesinde de bu iki karaktere aynı anda aşık olmuş oldum. Konuşmalarını büyük bir dikkatle hatta sevdiğim yerleri tekrar tekrar okuyarak bu iki muazzam karakterin tadını çıkardım.
İki ana karakteri bu kadar çok sevmişken okuyucu olarak biz de gerçekten içimizin rahat edeceği bir son beklentisi ile son sayfalara yaklaşıyoruz ama o da ne... Cidden o son sayfalarda boğazınız kuruyor, sinirleniyorsunuz, ağlıyorsunuz, kendi kendine söyleniyorsunuz. Sonra... Sonra ne oluyor biliyor musunuz, elinizde kitap, gözü yaşlı şekilde ikinci kitabı istediğinize dair ağıtlar yakıyorsunuz. Ama maalesef ikinci kitap için biraz beklememiz gerekiyor. Neyse ki Yabancı bu konuda duyarlı, okuyucularını fazla bekletmez. :)
Kitap hem kurgusuyla hem de karakterlerin içinize işleyen duygularıyla benden geçerli not almayı başardı. Distopya türüne ilginiz var ise Kurucunun Kızı beklentilerinizi karşılayacak bir kitap olduğunu düşünmekteyim.
Son olarak Kurucunun Kızı'nın o mükemmel kapak tasarımı ve cildini daha yakından bakmak isterseniz, fotoğraflara bakmayı unutmayın! |